Beden algı bozukluğu, kişinin kendi bedenini gerçekte olduğundan farklı algılaması ve bunun sonucunda psikolojik sorunlar yaşaması durumudur. Bu bozukluk, kişinin bedeninde bir kusur olduğunu düşünmesi veya beden şeklini beğenmemesi şeklinde ortaya çıkabilir. Beden algı bozukluğu olan kişiler, kendilerini çirkin, şişman, zayıf, yetersiz veya anormal hissederler. Bu durum, kişinin özgüvenini, sosyal ilişkilerini ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.
Beden algı bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik yatkınlık, gelişimsel süreçler, psikolojik paternler ve sosyal çevre gibi faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Özellikle batı kültüründe popüler olan ideal beden imgesi, kişilerde bedenleriyle ilgili olumsuz düşünceler yaratabilir. Sosyal medya, televizyon ve dergilerde sürekli olarak vurgulanan mükemmel görünüm, kişilerin gerçeklikten uzak beklentilere sahip olmasına neden olabilir.
Beden algı bozukluğu olan kişilerin belirtileri şunlardır:
– Bedenlerinin beğenmedikleri kısımlarıyla yoğun bir şekilde uğraşma
– Sürekli olarak ayna veya kamera aracılığıyla kendilerini kontrol etme
– Başkalarının fikrini alma veya kendileri hakkında yorum isteme
– Diyet yapma, aşırı egzersiz yapma veya çok sık tartılma
– Kusur örtücü kozmetik ve kıyafetlere aşırı para harcama
– Saç veya kıl yolma, tırnak veya tırnak etlerini yeme gibi davranışlar
– Cinsel ilişkiden kaçınma veya cinsel işlev bozukluğu yaşama
– Sosyal izolasyon veya depresyon
Beden algı bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavide psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte kullanılabilir. Psikoterapide bilişsel davranışçı terapi (BDT) en etkili yöntemdir. BDT ile kişiye beden algısıyla ilgili gerçekçi olmayan düşüncelerini fark etmesi ve değiştirmesi öğretilir. Ayrıca kişiye özgüvenini arttırmak, bedenini kabullenmek ve sevmek için beceriler kazandırılır. İlaç tedavisinde ise antidepresanlar veya anksiyolitikler kullanılabilir. Bu ilaçlar kişinin ruh halini düzeltmeye ve kaygısını azaltmaya yardımcı olur.