Skip to main content

Kendini gerçekleştiren kehanet, bir kişi veya grup tarafından dile getirilen bir öngörünün, bu öngörüye inananların davranışlarını etkileyerek gerçekleşmesi durumudur. Bu durum, sosyal psikolojinin önemli konularından biridir ve pek çok alanda karşımıza çıkmaktadır.

Kendini gerçekleştiren kehanetin nasıl işlediğine bir örnek verelim. Diyelim ki bir öğrenci, matematik dersinde başarılı olamayacağına inanıyor. Bu inanç, onun matematik dersine ilgisini azaltacak, çalışma motivasyonunu düşürecek ve sınavlarda kaygı yaşamasına neden olacaktır. Bu da onun matematik dersinde başarısız olmasına yol açacaktır. Böylece kendini gerçekleştiren kehanet tamamlanmış olacaktır.

Kendini gerçekleştiren kehanetin tersi de mümkündür. Kendini yadsıyan kehanet, bir kişi veya grup tarafından dile getirilen bir öngörünün, bu öngörüye inanmayanların davranışlarını etkileyerek gerçekleşmemesi durumudur. Örneğin, bir futbol takımı, rakibinin çok güçlü olduğunu düşünüyor. Ancak bu düşünce, onları daha çok çalışmaya ve mücadele etmeye motive ediyor. Maç günü geldiğinde ise rakiplerini yeniyorlar. Böylece kendini yadsıyan kehanet gerçekleşmiş oluyor.

Kendini gerçekleştiren kehanetler neden önemlidir?

Bu tür kehanetler, bireysel ve toplumsal davranışları etkileyebilir. Kendini gerçekleştiren kehanetler, kişilerin kendilerine olan güvenlerini, hedeflerini, beklentilerini ve performanslarını şekillendirebilir. Aynı şekilde, toplumda yaygın olan stereotipler, önyargılar ve damgalamalar da kendini gerçekleştiren kehanetlere yol açabilir. Örneğin, bir etnik grubun zeki olmadığına dair bir stereotip varsa, bu grubun üyeleri eğitimde başarılı olamayacaklarına inanabilir ve bu da onların akademik performanslarını düşürebilir.

Kendini gerçekleştiren kehanetlerden nasıl kaçınabiliriz?

Kendini gerçekleştiren kehanetlerden kaçınmanın bir yolu, kendi inançlarımızı ve tutumlarımızı sorgulamak ve eleştirel bir şekilde değerlendirmektir. Kendimiz hakkında veya başkaları hakkında olumsuz veya sınırlayıcı inançlara sahip olup olmadığımızı gözden geçirmeli ve bunların gerçekliğine kanıt aramalıyız. Ayrıca, kendimizi veya başkalarını tek bir özelliğe veya gruba indirgememeli ve bireysel farklılıkları tanımaya çalışmalıyız. Kendimiz için yüksek ama ulaşılabilir hedefler belirlemeli ve başarılarımızı kutlamalıyız. Başkalarına karşı da adil, saygılı ve destekleyici olmalı ve onların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olmalıyız.